29 Kasım 2016 Salı


Sanırım yurtdışında yaşamaya başlayan pek çok kişinin aksine benim buralara gelişim biraz isteksiz oldu. Ya da isteksiz demeyelim de, uzun süre kalmayı düşünmüyordum. Ancak şimdi bakıyorum da yurtdışına neredeyse temelli adamımı atalı tam 7 yıl olmuş.

Buralara gelmeden önce aklımda Türkiye’yi, İstanbul’u, hele hele Kadıköy’ü terk etmek yoktu. Hatta arada sırada bana “dil de biliyorsun, rahat çıkarsın yurtdışına” diyenlere asla ülkeyi terk etmeyeceğimi, şartlar ne olursa olsun İstanbul’dan başka bir yerde yaşayamayacağımı söylüyordum. Aslında şimdi de bu fikrimden çok fazla uzaklaşabilmiş değilim, ama hayat şartları artık daha kesin kararlar almam gerektiğini söylüyor. Örneğin günümüz şartlarında eşimin kendi alanında Türkiye’de çalışmasına bence olanak yok (bkz. kozmoloji) veya ilerde çoluk çocuğa karışırsak, onların alabileceği iyi bir temel eğitim bulabilecek miyiz? vb. daha bir çok soru var. Ama aslında benim bu başlığı açmamın sebebi neden Türkiye’de yaşayamayacağımız değil de, neden uzakta yaşamanın zor olduğu biraz. Özellikle de bir araştırma görevlisi ailesi olarak sürekli göçebe hayatı yaşıyorsanız. 

23 Kasım 2016 Çarşamba


Sibirya Kaplanı ya da diğer adıyla Amur Kaplanı bu yaz üç bebek yavrulamış. Biz gittiğimizde hep birlikte yemek yiyorlardı.

Geçtiğimiz hafta Helsinki’nin merkezinde sayılabilecek Helsinki Hayvanat Bahçesi’ne (Korkesaari) bir gezi yaptık.

Hayvanat bahçesinin girişinde sizi bu ayrı ayı yarı dinozor hayvanın maketi karşılıyor. Şimdi adını unuttum ancak günümüzde soyu tükenmiş, memeli bir hayvancıkmış kendisi.
Normalde hayvanat bahçelerine karşı pek de sıcak değilim ancak 1889’da kurulan Korkesaari bana diğerlerinden biraz farklı gözüktü. Örneğin mevsime ayak uyduramayacak fil, zebra, zürafa gibi hayvanları burada görmeniz mümkün değil. Ayrıca anladığım kadarıyla burası bir hayvanat bahçesinden çok bir rehabilitasyon ve koruma merkezi. Daha çok soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan türler veya domuz, ren geyiği, keçi, at, tavuk gibi büyük ve küçükbaş hayvanlar burada tutuluyor. Özellikle nesli tükenmekte olan kedigiller ailesine mensup hayvanları misafir etmekten pek mutlular.

16 Kasım 2016 Çarşamba

Kasım başında Teori Eğitim için yazdığım İsviçre makalelerine bir yenisi eklendi (Makaleye ulaşmak için: İsviçre’nin Pek Bilinmeyen Durakları).

Bu makalede İsviçre'nin pek de bilinmediğini düşündüğüm gezi duraklarına kısaca değinmeye çalıştım.

9 Kasım 2016 Çarşamba

2016 Başında Helsinki'deki Ludovico Einaudi konserinden çektiğim bir sahne
Bu yazımda sizlerle İtalya kökenli müzik gruplarını paylaşmak istiyorum. Daha önce paylaşmış olduğum “Fransızca MüzikGrupları”nın büyük ilgi görmesi üzerine bu sefer de İtalya’dan çıkan müzik gruplarını/şarkıcıları paylaşmaya karar verdim.

Önceki yazımda yaptığım gibi gruplar hakkında kısa bilgileri ve sevdiğim parçalarının videolarını paylaşacağım.

İtalya, geçmişten günümüze pek çok alanda olduğu gibi müziğiyle de öne çıkan ülkelerin başında geliyor. İtalyan kökenli sanatçılar da pek çok grupta kendilerini gösteriyorlar (ancak bu başka bir başlığın konusu olabilir). Aşağıdaki listeyi Rock/Folk/Klasik/Metal/Rap/Caz olarak ayıracağım (bunlar da biraz birbiri içine giriyor ya neyse) ve grupları harf sırasına göre paylaşacağım (opera çok ayrı bir konu olduğu için opera sanatçılarını listeye eklemedim, ayrıca genel olarak az bilindiğini düşündüğüm kişilerden paylaşmaya çalıştım ki severek dinleyebileceğiniz yeni listeler oluşturabilin :) ). En sonda da sizi bir bonus parça bekliyor ;) 

7 Kasım 2016 Pazartesi



İtalya’da düğün faslı” başlıklı yazımı kaleme alırken açıkçası bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştim. Ancak yapılan yorumlar sonrasında zamanla fark ettim ki pek çok kişinin sadece evlilik işlemleri ve belgeleri değil, ayrıca İtalya’da evliliklerini nasıl planlayacakları ile ilgili de soruları oluyor. (Bu arada "italya'da evlilik yoluyla vatandaşlığa nasıl başvurulur?" yazım da belki ilginizi çekebilir.)

GÜNCELLEME ( Haziran 2020): Merhabalar, dört yıl sonra İtalyan vatandaşlığına başvuru  sürecimle ilgili bir takım gelişmeler yaşandı, "İtalyan Vatandaşlığına Başvuruda Sona Doğru…" başlıklı yazıma giderek bu gelişmeleri öğrenebilirsiniz.

GÜNCELLEME (Haziran 2019): İtalyan vatandaşlığı başvuru sisteminde yazanların nasıl yorumlanması gerektiğiyle ilgili son yazıma buradan ulaşabilirsiniz: İtalyan Vatandaşlığına Başvurduktan Sonra Başvuru Sisteminde  Yazılanları Nasıl Yorumlamalı? )

Bu süreç benim de ilgimi çektiği için, dünya evine İtalya’da girmeyi seçecek çiftlere yol gösterecek birkaç deneyim ve internet sitesi paylaşmaya karar verdim.

Sanırım yine soru-cevap şeklinde gideceğim, böylesinin çok daha net olduğunu düşünüyorum :) Aşağıdakilere ek olarak sizin de başka sorularınız olursa elimden geldiğince yanıtlamaya çalışacağım, aşağıya yorum olarak bırakabilirsiniz.

Aşağıda sanırım kendi kendime 16 soru-cevap yazdım. Bunlar sanıyorum az da olsa kendi düğününü kendisi organize etmek isteyen çiftlere yarayacaktır. Ancak gördüğüm kadarıyla günümüzde artık pek çok Türk şirket de sizin adınıza düğün organizasyonları yapmakta. Bu organizasyon paketlerinde havalimanından karşılama, kuaför/makyöz hizmetleri, sizi ve misafirlerinizi oradan oraya taşıma, konaklama, fotoğrafçı/kameraman bulma gibi pek çok hizmet var. Kendiniz tek tek uğraşmak istemiyorsanız ve özellikle de iki TC vatandaşı olarak İtalya’ya sadece nikâh/düğün ve balayı amaçlı geliyorsanız böyle bir organizasyona da başvurabilirsiniz.  Benim dikkatimi üç şirket çekti bunlar;
  • Vera Event (Vera Weddings&Honeymoons) (ayrıca yurtdışındaevlen de onlara bağlıymış) – Bana oldukça kapsamlı ve güzel paketleri varmış gibi geldi. Yapılan düğünleri ve blog yazılarını da görebiliyorsunuz. Düğün paketlerinin içerisinde içerikleri ve fiyatları var ve aslında bu paketler bir nevi balayınızı da karşılamış oluyor. Instagram hesapları da varmış: weddinginrome
  • Yurtdışında düğün – Burada da yine yapılan düğünlerden örnek görmek ve paketleri incelemek mümkün.
ve

Bir de Roma’da Evlen var, ancak anladığım kadarıyla sadece Roma’da organizasyon düzenliyorlar.

2 Kasım 2016 Çarşamba

Laponya'dan bir manzara
Laponya gezi yazılarımı yayınlayalı birkaç hafta oluyor. Ancak sanıyorum hâlâ bu güzel gezinin etkisinden sıyrılamadım :) Sanıyorum 2-3 hafta önce mevsimin ilk karı Laponya’ya düştü, şu günlerde de ilk göl donmuş diyorlar :) Aslında bir de kışın gidip görebilmek lazım ama kısmet bakalım.

Şimdilik sizinle sadece hem Laponya’da işinize yarayabilecek, hem de buraların kültürünü görmenizi sağlayacak birkaç sözcük paylaşıyorum. Umuyorum işinize yarar :)