23 Mayıs 2016 Pazartesi


Geçtiğimiz günlerde bir değişiklik yapıp Sihirli Flüt Operası’nı izlemeye gittik.

Eğer sizin de aklınızdan “Helsinki’de operaya gitmek istiyorum ama Fincem de yok, çok sıkılır mıyım?” geçiyorsa, hiç merak etmeyin, oyunun tamamı Fince olmasına rağmen İngilizce ve İsveççe altyazı var (ya da üst yazı mı demeliyim, sağ üst köşede idi İngilizce).

Tabii ki yine de biletinizi ayırtmadan önce operanın sitesinden kontrol etmenizde yarar var altyazı olup olmadığını.

Operanın içine gelince…

Dıştan bakınca pek de şık gözükmeyen opera binasının içini beklediğimden daha güzeldi. Özellikle arka, üst bekleme salonu kısmındaki camekândan göleti izlemek çok hoştu.

19 Mayıs 2016 Perşembe


Bir Mayıs’ta yolunuz Finlandiya’ya düşerse iki kere düşünün. Eğer sadece 2-3 günlüğüne gelip şehri gezmek istiyorsanız ve bu gezinin 2 günü 30 Nisan ve 1 Mayıs’a rastlayacaksa, bence kalacağınız günü değiştirmeye çalışın. Yok, eğer daha uzun bir süreliğine geliyorsanız, o zaman hoş geliyorsunuz, gidin ve Vappu kutlamalarına karışın :)

1 Mayıs, bizim ülkede bildiğiniz üzere her yıl biraz hareketli, köşe kapmaca şeklinde geçer ne yazık ki. Pek çok başka ülkede de genellikle siyasi gösteriler olması normal karşılanır. Ancak Finlandiya’da 1 Mayıs anlayışı biraz daha farklı.

Aslında hazırlıklar bir hafta önceden başlıyormuş, ancak ben çevremde büyük bir değişiklik görmediğimden (en fazla evlerin bahçelerine çıkmaya başlayan bahçe sandalyeleri ve masalarını sayabilirim, ama onun da bahar geliyor diye olduğunu düşünmüştüm) bu konuyu pek doğrulayamayacağım. Büyük ihtimalle hazırlıklar evlerde yürütüldüğünden fark etmemişimdir.

Vappu için 1 Mayıs’ın diğer adı diyebiliriz sanırım. Bu gün Noel, yılbaşı ve haziranda kutlanan Midsummer day dışındaki en büyük ve önemli günmüş. Aynı zamanda festival havasında geçen tek kutlama.

16 Mayıs 2016 Pazartesi



Geçtiğimiz günlerde birkaç günlüğüne Stockholm’de bulunma imkanımız oldu. İyi ki de olmuş, şansımıza hava da güzeldi ve gerçekten keyif alarak gezdiğimiz bir şehir oldu.

Helsinki’den Stockholm’e Nasıl Gidilir?

Helsinki – Stockholm arasında sanıyorum Finnair, SAS ve Norwegian uçuyor. Ayrıca dilerseniz öğleden sonra binip, ertesi gün inebileceğiniz gemi seferleri de mevcut.

Biz en uygun bileti Norwegian’da bulduğumuz için onunla uçtuk. Low-cost olmasına rağmen oldukça iyi uçaklara sahip bir hava yolu. Elbette su vs. her şey paralı, ancak kısa uçuşlarda buna ihtiyacınız olmayacak. Ancak dilerseniz internet bedava. Evet, uçaklarında internet var ama biz kullanmayı denemedik. Daha doğrusu doğal olarak tüm verilerinizi erişime açmanızı istiyorlar, o durum hoşumuza gitmediğinden kullanmadık, ama internet var aklınızda bulunsun :)

Helsinki – Stockholm arası uçakla tam 1 saat sürüyor. Finlandiya, Türkiye ile aynı saat diliminde, İsveç ise bu iki ülkeye göre 1 saat geriden geliyor. Bu da demek oluyor ki saat 10:25 uçağına binerseniz, saat 10:25’de Stockholm’e varıyorsunuz :) Çok hoş değil mi? O hâlde size daha hoş olan başka bir şey söyleyeyim, biz 10:25 uçağına bindik ve 10:10’da Stockholm’e indik, görecelik diye buna diyorlar sanırım ;)

5 Mayıs 2016 Perşembe


Evet, sonunda 6 başlıklık Cape Town macerasının son başlığı olan Safari’ye geldik.

Bundan önce kaleme aldığım;

Gelelim safari maceramıza.

Genel olarak Afrika’yı ziyarete giden hemen her turistin emellerinden biri safariye çıkmaktır sanıyorum. En azında bende öyle bir hissiyat oluştu. Biraz da bu yüzden olsa gerek Cape Town ve çevresinde gidilebilecek safari alanlarını haftalar önceden araştırmaya başlamıştım; ancak neredeyse son dakikaya kadar bir seçenekte karar vermek konusunda fazlasıyla zorlandığımızı söylemeliyim. Bunun birinci sebebi Güney Afrika’da (Kruger’i saymazsak) aslında gerçekten de safari alanı olmayışıydı. Safari dediğiniz zaman aklınıza doğal ortamına, gerekirse birbirilerini de yiyerek hayatta kalmaya çalışan hayvanlar gelir değil mi? Ne yazık ki burada öyle bir durum söz konusu değil. Zaten safaride görmeyi bekleyeceğiniz çoğu hayvan Güney Afirka’da doğal olarak yaşamayan hayvanlar, yani diğer Afrika ülkelerinden getirtilmişler. Yine aynı şekilde bu parklardaki turların sadece kapalı arabalarda, mümkünse silah kullanan deneyimli rehberler eşliğinde yapılmasını beklersiniz. Ancak Cape Town çevresindeki safari parklarının hiçbiri böyle değil. Büyük kamyonlardan bozma açık arabalarda, silahı olduğundan şüphe ettiğim rehberler eşliğinde, hayvanların dibine kadar girerek safariye çıkıyorsunuz.

Safariye çıkarken bindiğimiz arabalar böyleydi

2 Mayıs 2016 Pazartesi


Tekrar merhabalar!

Cape Town ve çevresi hakkındaki yazılarıma Ümit Burnu ile devam edeceğim bugün :)

başlıklı yazılarıma ise linklere tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Güney Afrika’ya, hele hele Cape Town’a kadar gitmişken, merkeze arabayla en fazla 45 dakika mesafedeki Ümit Burnu’na gitmemezlik etmek olmazdı :)

Buraya ulaşabilmeniz için pek çok seçenek bulunuyor. Bunlar araba kiralamak, Simon’s Town’a kadar trenle gidip oradan taksi vs. ile Burna ulaşmaya çalışmak ya da turla gitmek gibi seçenekler. Trenle gidip taksi ile ulaşmaya çalışmanızı pek tavsiye etmiyorum, çünkü Ümit Burnu kendi milli parkı içerisinde kalıyor ve içeriye giriş ücretli. Milli parkın girişinden buruna kadar yürümeniz, eğer tüm günü orada geçirmek istemiyorsanız imkânsız. İçeriye taksiyle girerseniz taksicinin sizi bir yerlerde beklemesi gerek, çünkü içeride başka taksi yok. Tüm bu sebeplerden ötürü bu taksi işi biraz zor bence :)