29 Ekim 2014 Çarşamba


Geçen hafta havaların güzel gitmesini de fırsat bilip Cenevre’ye arabayla 1 saat mesafedeki Bourget Gölü’ne (Lac du Bourget) gittik. Bourget Gölü tamamı Fransa sınırları içinde kalan ve başlangıcı buzul olan en büyük doğal göl. Leman Gölü Bourget’den daha büyük ancak tamamı Fransa’da kalmadığı için en büyük olamıyor.


44,5 kilometre karelik bu gölün en derin noktası 145metreymiş. Nitekim gölün derinliklerinde vakti zamanında düşen nazi uçakları mı istersiniz, yok efenim batan tekneler mi istersiniz, hepsinden var.







Kaynak
Kaynak
Kaynak
Gölde veya gölün çevresinde yapabileceğiniz pek çok aktivite bulunuyor. Kuş gözleminden tutun doğa yürüyüşlerine, bağ bozum etkinliklerine veya yüzmeye, kanoya kadar pek çok etkinlik var. Biz yürüyüş yapmaya karar vermiştik. Gölü de tepeden görebileceğimiz, bizi fazla zorlamayan bir yol seçmek amacıyla “Sentiers de Rochetaillée et de la Croix de Beauvoir“ yolunu seçtik (Diğer parkurlara şuradan ulaşabiliyorsunuz. Ancak internet sitesini İngilizce’ye çevirmeme karşın hemen herşey Fransızca kaldı. Fransızcanız yoksa belki biraz zorlanabilirsiniz anlamakta ancak en azından hangi parkur nerede, ne yapılır, zorluk derecesi ve süresi nedir görebilirsiniz).

Bu parkur iki aşamadan oluşuyor. Biri “Rochetaillée” kısmı diğeri de “Croix de Beauvoir” kısmı. Parkurumuza Chindrieux kilisesinin otoparkında başladık. 


Kilise de kısmen yukarıda kaldığı için göl ve dağ manzarası fena değildi. 



Ayrıca bulunduğunuz yerden « Croix de Beauvoir » noktasını, yani hacı da göreceksiniz. İlk varış noktanız orası olacak (ya da durumuna göre ikinci varış noktasınız artık siz seçeceksiniz).

Manzara noktasindaki tenekeden bozma haç
Kiliseden sonra yukarı doğru yürüyüp mezarlığı solunuza alacak şekilde evlerin arasından yukarı çıkmaya devam etmeniz gerekiyor. Sonrasında yol ikiye ayrılıyor gibi gözüküyor, soldan kıvrılan patikayı takip ettiğinizde yürüyüş tabelalarına ulaşacaksınız. Bu noktada yolun ikiye ayrıldığını göreceksiniz. Biri soldan haca devam eden yok, diğeri de sağdan tırmanışa devam eden yol. Çok zorlayıcı olmaması lazım, ancak en başka hemen gözünüze ilişecek olan çarşak noktasını gördüğümde pek cazip gelmedi o yoldan yürümek, o yüzden biz sadece hacın bulunduğu manzara noktasına kadar yürüyüp oradan aşağı devam ettik.



Sonrasında hislerimize güvenerek (biraz da çevredeki işaretlere bakarak) kiliseye geri dönmeye çalıştık. Bu arada bağ bozumu yoluna girmişiz, asmaların yanından yürümek de güzeldi.


Bu kısa gezintimizden sonra (yine 1 - 1,5 saat sürmüştü herhalde), göl kıyısına inmeye karar verdik. Yoldaki tabelaları takip ederek arabayla 5-10 dakikada gölün plaj kısmına vardık. Birden fazla plaj olması lazım, ama biz sadece birine gidebildik. Chatillon’daydı gittiğimiz plaj. Oldukça sakin bir yer olmasına rağmen etrafta bir sürü insan vardı ve hemen hepsi yüzüyordu.
Plaj kisminda ayrica bir kafe de vardi
Kanoya binen ya da balik tutanlar da yok degildi
Dalgakiranin hemen iç kisminda, plajin öteki tarafindaysa ufak bir liman bulunuyor
Biz suya dizlerimize kadar girmekle yetindik. 19 ekim ve dağ başı için oldukça sıcaktı su. Ayrıca pırıl pırıldı. Sanıyorum yosunları ve taşları temizlemişler, ancak yine de dikkatli olmakta yarar var, bana biraz balçık gibi geldi kumlu kısım. Yani basınca ayağınız içe gömülüyor.

Biraz balçik gibi...
...ama piril piril parliyor
Bu da hemen yan taraftaki yosunlarla kapli liman kismi
 Uzakta karlı dağlar


Kısacası iansımıza hava pek güzeldi bu sayede sakin, yorucu olmayan hoş bir pazar günü geçirdik. 

0 yorum:

Yorum Gönder